Wednesday, March 7, 2012

ciao napoli!

"hayatımız boyunca bugünü unutmayacağız herhalde" diye başladık yola.
uzun süren ama keyifli bir yolculuktu.
yanımızda erasmusun verdiği gazla bana mısın demeden taşıdığımız valizlerimiz, 4 kutu lokum, endişelerimiz, heycanlarımız ve hayallerimiz.
yolculuğun ertesi günü geri dönüp baktığımda, bu yolculuğu 4 levelı olan bir oyuna benzettim.

level 1: uçak.
2 saat 20 dk sürerek söylenenden 20 dk daha kısa süren sallantılı bir uçuşun ardından romaya vardık. ve daha sonra round 2deki aracımıza yani bizi havaalanından alıp tren garına götürecek shuttleımızı aramaya başladık.
level 2:shuttle
roma'yı ilk defa görmüş oldum bu shuttle sayesinde. en arkada bizden başka beş türk öğrenci, türkçe türkçe gittik. aslında farklı firmaların farklı fiyatlarda shuttleları var, terravision isimli firma 4€'a götürüyor.
level 3: tren garı, kahve molası ve tren(10.5€)
yolculuğun şüphesiz en uzun, en yorucu ama en eğlenceli kısmıydı.
italyanlar çok garip, biz ingilizce soruyoruz italyanca cevap veriyolar, anlamamızı bekleyerek. biri çıksın ve bu adamlara dünyadaki herkesin onların dilini konuşmadığını söylesin.
otomatlardan bilet alırken adamın biri yanımıza geldi, italyanca konuşmaya başladı, bizi makinanın önünden atıp işlerimizi yapmaya başladı, bizi yanlış perona yönlendirdi ve sonra kahve parası istedi. kültür farkına bakar mısın bizdeki ekmek parası adamlarda kahve parası...
2. sınıf trenimize bindik ve 2. sınıfın ne olduğunu anladık. koltuk numarası yok, ben kaptım diyip oturuyosun, tabi yolcuların yarısı ayakta kalıyor. valizini de seninle beraber ama valizi koridora koysan insanlar geçemez, valiz koymak için ayrılan raflara kaldırsan belin tutulur. napcaz beee derken ayağa kalkan kırk yaşlarında bir italyan amca 20 kglık valizleri tuttuğu gibi kaldırıp rafa koydu! hey maşallh dedik biz de. hani bir zeytinyağı reklamı vardı, 70lik 80lik italyan teyzeler amcalar hoplayıp zıplıyordu bunu da akdeniz diyetine bağlıyorlardı, onu hatırlattı amca bize.
gerçi amca benim 30 kgluk valizimi, yani nam-ı diğer yogi, kaldıramadı. valizim koridorun ve kapının yarısını kapattı. kendimi çok suçlu ve ezik hissettiğim için gelen geçene kapıyı açtım.
yol 2.5 saat sürdü, yani istanbul-roma yolculuğundan daha uzun. tren kokuyodu, kaloriferler dibine kadar açıktı ve camlar açılmıyordu. ama yolculuğun en çok bu kısmında güldük:)
trenden indik ve süpriz. arkadaşım didem'in arkadaşının arkadaşı bizi karşılamaya gelmişti. birinin bizi karşılaması gözlerimizi yaşarttı. kız bizim için taksicilerle konuştu, pazarlık yaptı ve bizi o anda karar verdiğimiz hostelimize götürecek bir taksi ayarladı.
level 4: taksi ve hostel
the hostel of the sun
napoliye gelirseniz güvenle kalabileceğiniz mükemmel şirin, tatlı mı tatlı bir hostel. bir apartmanın 6. ve 7. katı. Castel Nuovo'ya yürüyerek 5 dakika uzaklıkta. peki biz burayı neden seçtik? çünkü arkadaşım hazal'ın arkadaşının arkadaşı olan bir türk burda çalışıyomuş. sonuç olarak fiyatına kahvaltının da dahil olduğu, içinde banyosu olan 3 kişilik tatlı şirin bir odamız oldu.
ve mission completed.
mario prensesini kurtardı bir nevi.
çok uzaktan kurduğumuz bağlantılarla çok güzel bir yolculuk yaşadık:)
odaya kendimizi attıktan sonra ve bir süre "yaşasın başımızın üstünde bir çatı var" diye yerimizde zıpladıktan sonra, duş aldık, üstümüzü değiştik veee kendimizi napoli sokaklarına attık:)
kahvaltılar da çok güzel. kocaman bir nutella -büyük boy değil kocaman boy- fıstık ezmesi, marmelat, peynir, pastırma, kızarmış ekmek, etimek, cornflakes, meyveli yoğurt, portakal suyu ve kahveden oluşan, bir hostelden beklemediğim kadar iyi bir kahvaltıydı.

napoli beklemediğim kadar büyük ve beklemediğim kadar güzel bir şehir. yerel halk napolinin kötü şanından çok rahatsız diyebiliriz. "biz de roma gibiyiz, bir sürü müze, bir sürü güzel yer var ama kimse bunlardan bahsetmiyor." dedi ingilizce bilen nadir napolililerden biri.

şu 2 günde hiç kötü birşey yaşamadığımızdan da olabilir ama biz kendi aramızda, napoli hakkında kötü şeyler söyleyenlere çok kızdık, biz hep iyi şeyler söyleyeceğiz dedik.
bugünü ve yarını ev aramaya ayırdık ki ev bulunca bu süreçle ilgili yazacağım.
haydi kalın sağlıcakla:)

1 comment:

  1. Canım yazılarını okudum,eline sağlık.Çok güzel olmuşlar.Seni çook seviyorum,hasretle kucaklıyorum.Çok öpüyorum,kendine iyi bak :)
    Anneannen :)

    ReplyDelete