Wednesday, February 8, 2012

İngiltere mi Malta mı?

Son günlerde beni arayıp "Kübra, dil eğitimi için İngiltere'yi mi Malta'yı mı önerirsin?" diye soran çok fazla kişi var. Ben de bu işi genel hatlarıyla derlemek istedim.

-En önemli soru: gerçek amacın ne?


St. Paul's Bay
Eğer güzel bir tatil yapayım gitmişken biraz da İngilizce öğreneyim diyorsan rotan Malta olsun. Malta bir ülkeden çok bir yazlık kasaba gibi. sabaha kadar süren gece hayatı ve uykusuz geçen derslerin ardından uyumak için sahillerini kullanabileceğin bir ülke. Denizi çok güzel bu ülkenin, pırıl pırıl, serin serin. Ama sahillerinde kum yok. Doğal kum sahili çok az, ulaşımı güç, çok kalabalık. Dil okullarının ve gece hayatının merkezi olan Paceville'de bir tane yapay kum plajı var ki kumun yapay olduğu çok belli, kumdan ziyade küçük küçük taşlar. Ben kayalık plajları daha çok sevdim, çünkü kayalar düz bir zemin oluşturuyor ve çok fazla sayıda kayalık plaj (rocky beach) olduğu için çok kalabalık olmuyorlar. Paceville'de bazı dil okullarının özel plajları var, kayalık olan bu plajlarda şezlonglardan ücretsiz faydalanabiliyorsun, tabi okulunun öğrenci kartını göstermek suretiyle.
Ama bir de Blue Lagoon denen bir yer var ki, cennetten bir köşe. Gerçi Comino'da, gitmek için 1.5 saat otobüs ardından yarım saat feribot yolculuğu yapmak gerek. "Ne 1.5 saati be" dediğinizi duyuyorum. Evet bence de 1.5 saatte adayı baştan başa gidersin ama öyle olmuyor, evdeki hesap çarşıya uymuyor, otobüsler her sokağa giriyorlar, harita üzerinde 3 mm olarak ölçtüğün mesafe 1.5 saat sürüyor.
Blue Lagoon

Golden Bay


Brighton-West Pier

İngiltere'deyse pek böyle bir imkan yok. Denize girmek için güney şehirlerinden birinde olman gerek. Güneyde en güzel şehir Brighton. Ama burda da kumsal bir plaj yok, pürüzsüz çakıl taşlarından oluşan kocaman bir sahil var, sahil boyunca yürüyüş yolunda yürüyüş yapabilirsin, yiyip içebilirsin, yine sabaha kadar eğlendikten sonra girdiğin uykusuz geçen derslerin ardından uyuyabilirsin bu plajda. Hatta Brighton sahil şeridi Malta'dan daha eğlenceli, daha cafcaflı, bir kere koskoca Pier var ki herşeye değer. Ama hava soğuk kardeşim, deniz havadan daha soğuk, eğer ateşli bir Brezilyalı değilsen o denize girmek pek mümkün değil. Ha diyelim yeterince ateşin var, o zaman dua et ki deniz temiz gününde olsun, kirli olduğu zaman bizim Marmara'dan farkı yok.

Brighton Pier

Eğer gerçek amacın İngilizce öğrenmek ise yolun İngiltere olsun. Malta'da herkes bilingual, hem İngilizce hem Maltaca biliyorlar. Çat pat değil, çatır çatır biliyorlar, ama kendi aralarında Maltaca'yı kullanıyorlar. Garip bir dil. Ama sen İngilizce soru sorunca büyük bir içtenlikle yardımcı oluyorlar. Emin ol o aksana sahip olmak istemezsin. Okullarda hocalar ya British ya da eğitim almış Maltalı hocalar ama olsun, okuldan çok sokakta vakit geçireceksin.

Bu anlattıkların benim için birşey değiştirmedi diyorsan şunu ekleyeyim: Hem yaşamak açısından hem de dil okulları açısından Malta İngiltere'den çok çok daha ucuz. Gece kulüplerine giriş ücretsiz, bunu da ekleyeyim. 

Malta'nın bir diğer avantajı Schengen ülkesi olması. Canın mı sıkıldı hoop atla uçağa git başka bir yere. Atla feribota 90dk da Sicilya'dasın. Zaten adım başı her yer günübirlik Sicilya turları düzenleyen şirketlerle dolu. Ama İngiltere UK vizesi verdiği için eğer yeşil pasaportun ya da Schengenin yoksa Eurostar'ın ardından sadece el sallayabiliyorsun. Eğer bu avantajlara sahip isen atlarsın Londra'dan Eurostar'a Paris'te inersin. Ama bu avantajlara sahip değilsen üzülme, İngiltere'nin kendisi ayrı bir dünya zaten. Bir kere Londra'yı görmek yeter. Çok mu canın sıkıldı, atla uçağa, atla trene Edinburgh'a git, Galler'e git, Kuzey İrlanda'ya git. Özellikle İskoçya çok güzel, "UK'nin en güzel caddesi" seçilen cadde de Edinburgh'da. 

İngilizler yemek konusundaki başarısızlıklarıyla ünlüler. Malta'nın yerel yiyecekleri ise at eti, tavşan eti ve salyangoz etinden oluşuyor ve bunları da her yerde kolay kolay bulamıyorsun. Malta'da çok sayıda İtalyan restoranı var. Tabi ki çok sayıda dönerci de var. Hatta hayatımda yediğim en güzel döneri Malta-Paceville-Topkapı Döner'de yedim, tavsiye ederim. İngiltere'de ise her mutfağa ait restoranlar bulabilirsin, dünyanın en ünlü şefleri bu ülkede hizmet veriyor. 

Malta küçücük bir ülke, 10 dk yürüyünce kendini farklı bir şehirde buluyorsun. Ama ulaşım sistemi çok kötü. daha öncede belirttiğim gibi haritada 3 mm gözüken yolu otobüsle 1.5 saatte gidiyorsun. Aynı sürede İngiltere'de trenle nerelere gidersin bilmiyorum.

Sen tekrar gidecek olsan nereye giderdin derseniz, Londra'ya giderdim. İngiltere'ye değil, Londra'ya. Gezmeye doyamayacağın bir yer Londra. 

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Hepinize mutlu dil eğitimleri:)







1 comment:

  1. Merhaba :)
    Mail adresinizi göremedim.Malta hakkında birkaç sorum olacaktı.aydinkoza@gmail.com dan bana ulaşırsanız sevinirim :)
    sevgiler..

    ReplyDelete