Thursday, July 28, 2011

Hoscakalin..

Bir insana ne zaman "arkadas" dersin? Bir insanı ne kadar sürede çok sevebilirsin? Bir insana ne zaman bağlanırsın? Birbirinize sarılıp "goodbye" dediğinizde, bırak aynı dili konuşmayı adını bile doğru telaffuz edemediğin o insanın seni nasıl etkilediğini, onu ne kadar sevdiğini farkettiginde bir an için soruyorsun: bu ne zaman oldu, biz ne zaman bu kadar yakın arkadas olduk? Aynı insan hakkında aynı şeyi düşündüğümuzde mı, aynı saçma seye gülmeye başladığımızda mı, aynı hamamboceginden kaçarken mı?
"Avrupalı olmadigin için senden korkmuştum, ama sen harikasın, seni tanıdığım için çok mutluyum." derken omzunda ağlayan ev arkadasin sana dusunduruyor: dünya bizim gördüğümüzden, bizim düşündüğümüzden ne kadar da farklı.
Ben değil, ama arkadaslarım ayrılıyor yavaş yavaş. Hepsi ne kadar şanslı oldugumu, bu cennette yasayacak bir başka ayım daha olduğunu söylüyor. Burda çalısmadan, sadece eğlenecek yasayacağım bir başka ayım daha var. Ama benim için Maltayla özdeşleşen insanlar burda olmayacak. Fransız arkadasım bana gelip aksanli aksanli "seni sevigyogum" demeyecek, cek arkadaşımla santana dinleyemeyecegiz, bes kız gecenin bir vakti santana konserinden eve nasıl döneceğimizi düşünmeyeceğiz, İrlandalı arkadaşımla hangimiz daha cok bronzlaştık yarısına giremeyeceğiz.
Avrupanın çeşitli yerlerinde, muhtemelen hayatım boyunca bir daha görmeyeceğim ama seveceğim arkadaslarım var. Bu biraz can yakıyor, ama aynı zamanda cok güzel.

No comments:

Post a Comment